Bir mevsim sonrası , merasim akşamı. İzin verdiğimiz yolların son çıkmazı. İnsanın kendi olma sürecinin uzun sancısı. Yine ve yeniden zamana yenilmişlik , zamanla serpilmişlik.
Uzun bir aradan sonra seçeceğim kelimeler kainatla sohbet minvalinde. Zaman geçtikçe yerini yadırgayan bir çiçekten daha çok uzun dallarıyla etrafı saran bir ağaca dönüştüğümü hissediyorum. Her baharda değil ama belki bu bahar diyerek yaprak açıyorum. Kışın uzun düşünce dehlizlerinden dökülmüş ve tohum saçmış olarak çıkıyorum. Sonra bakıyorum yine aynı gökyüzü , yine insan ve hecesinden daha uzun süren bir an.
Hayatında belli bir noktaya kadar emek vererek gelmiş insanlar kolay şeylere alışkın değildir. Çaba ve istikrar olmadan elde ettikleri her başarıyı noksan , konfor alanını yanlış bulur. Hayata dair en ufak bir güzellik uğruna ümit etmek ve bu ümidi içinde uzun süre yaşatmak , uğraşmak , gerekirse tüm rahatlığından ödün vermek zorundadır. Bu süre zarfında zihinsel ve fiziksel yorgunluklar değil ; kendini iyiye hazırlama süreci hepsinden daha zor gelir. İyi olacağına , emeğinin karşılığını alacağına tüm dünya inanmasa da sen inanmak zorundasın. Çünkü sen bu yola ikna edildiğin için değil inandığın için çıktın. En çok da ruhuna ve kalbine. Uğruna savaştığımız her güzellikte karşılık beklemediğimiz sürece yeni bir mucizeye dönüştüğümüzü biliyorum. Belki de bu evrenin biz bir tutam çiçek isterken , bahçemizi yaratma şeklidir.
Tatmadığımız her acının galibi , bildiğimiz her yanlışın mağlubu olarak devam ettiğimiz karanlık bir tünelin içindeyiz. Güne dair ne varsa belki de dünden yaşandı. Durmanın sakin ağırlığı artık oluşmaya dönüştü. Adına yok olmak dediğimiz ömür , önünde beklediğimiz eski bir kapı.
Yine yaşamalı , yeniden yaşamalı , mevsimler ve insanlar ; dünyaya dair sesler bu kadar karışmışken insanın kendi olma süreci tüm inanmışlığı ile bu yolu aydınlatmalı.
İnsan için ne varsa en nihayetinde rengarenk bir hengâme. İyilik ve kötülük insanın iç dünyasında bir döngü. Topluma göre bir çizgide iyiliğin kibirli yükselişinin yanında kötünün varlığı salt bir gerçek. Neye göre beyaz kime göre siyah , hangisi gece ?
Güzelin ve çirkinin tanımı bu durumda kimin haddine ?