GÖR

Kategoriler: Genel

Paylaş:

gör

Gecenin en karanlık yeri siyahın en koyu tonu ve kaybolacak kadar silikleşmek ile ilgili birkaç kelime daha.

İnsanın kendi olma süreci her zaman uzun ve sancılı olmuştur. Bilinen ve uygun görülen tüm doğrulara karşı kendi doğrularınla yola devam etmek yıpratıcı bir süreçtir. İşin kötüsü yol nerede başlayıp nerede biter kestirmek de imkansız. Hatta yolun sonu nereye varır onu bile bilmiyoruz çoğu zaman.

Bu kadar bilinmezliğe rağmen inandığım bir bakış açısı var “yanlış yolda ilerlemek doğru yolda durmaktan iyidir”. Tabi neye göre yanlış bunu ilmek ilmek incelemek lazım. Yanlışların arasında bilerek yanılmak da bir tercih sonuçta ve büyük saygı hak ediyor benim gözümde.

Hep benim doğrularım , hep benim varlığım diyen bir bencillikten bahsetmiyorum burada ; anlattığım hikaye hayatına , duygusuna ve inancına kalbini koymuş insanların ne pahasına olursa olsun yaşanmaya değer hikayeleri. Herkesin dur dediği noktada aksine hızlanarak koşanların hikayesi. Küçük hesaplarla hayatı garantiye almak yerine her güne tekinsiz ama tutkuyla uyananların hikayesi.

Hayalini kurduğumuz o büyük insanlık sıfatları , sahip olma duygusu yada aidiyet belli bir yere kadar hepimizi avutuyor evet. Dünyaya dair fikirlerimiz oluşmaya başladığında kendi dünyamız da yavaş yavaş şekilleniyor. Şunu yapmalıyım buna sahip olmalıyım ile başlayan sonuna da gülücük kondurulan büyük bir “başarılı olmak zorundasın” listesi. Onun arkasından gelen uzun ve tükenmek bilmeyen “sahip olmak zorundasın listesi”. En sonunda da hepimizin mutlak sonucu “mutsuzluk listesi”.

Azimle , keyifle ve inançla çıkılan her yolun sonunda mutlu ve hak edilmiş değerler kazanıldığını biliyorum. Yorgunluğun kalpten ve ruhtan geldiğinde nasıl sorunsuz bir huzura dönüştüğünü görüyorum. Hayatın bir denklemi olmasa da sevdiğin şeylere kendini adadığında taşların nasıl yerine oturduğuna eminim.

Dünya her ne kadar somut ve maddesel değerler üzerine kurulma eğiliminde olsa da , insanlar başarı sıralamasını sahip olunan yada göze sokulan “şeyler” olarak görse de ben hala gücün ve o mutlak hakimiyetin görünmeyen şeylerde gizli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden o çok sevdiğim kitapta şöyle bir cümle geçer “gözler kördür , insan ancak yüreği ile baktığında gerçeği görebilir”.

Gün gelecek o listedeki her şeyin adını dahi unutacaksınız , yapmak istedikleriniz eğer içi boş bir hırs ise sizi sadece daha büyük kargaşalara itecek. Yıllar ve zaman algısı o kadar hızlı ilerleyecek ki hangi varoluş duygusunu ne zaman kaybettiğinizi siz bile hatırlamayacaksınız. Biraz sağlığından olmuş , onlarca hırsı ve en iyi ihtimalle yanında birkaç “artı” olan “yapıldı listesi” ile yapayalnız kalkacaksınız. Ve bir miktarda yalnızla beslenmiş mutsuzluk hissi. Çünkü onu seçtiniz.

İnandığım tek bir dünya var o da her şeyin mümkün olduğunu ve tüm güzelliklerin savaşa dönüştürülmeden de elde edileceğini söylüyor. Aynaya iyi bak , neyi istersen , neyi beslersen ve ne için bu yolda yürürsen bundan yıllar sonra o olacaksın. Ve hayat birilerinin başardı demesi için , büyük ve şaşaalı bir ev için , alma verme dengesinde sahip olma duygusunda üstün olmak için harcanmayacak kadar güzel.

Hayat senin kalbinle görebildiklerin kadar güzel.

Etiketler: , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Kategoriler

Son Eklenen Yazılar

KAİNAT

Bir mevsim sonrası , merasim akşamı. İzin verdiğimiz yolların son…

YÖRÜNGE

Hatırlamak için yazdığım bir yazı daha. Günler , aylar ve…
mucize

MUCİZE

Hayat büyük bir bumerang gibi elimde kalıyor. Ne kadar uzağa…

Hakkımda

fatma

Merhaba ; ben Fatma. Sizinle uzun zamandır biriktirdiğim tüm güzellikleri bu blogta paylaşmaya karar verdim. Yeryüzünde gücünden asla şüphe etmediğim bir şey var ise ; o da kelimeler…